20 Ekim 2010 Çarşamba

Sadece bir mutluluk...

















Bir mutluluk istedim ondan. "Saf olsun." dedim. "Ne kadar saf?" diye sordu. "Şimdi bu soru mu yani?"dedim. Beni susturdu. "Konuşma!" dedi. "Hakkın yok buna!" dedi. "Peki" bile diyemedim ben ona. Ve izlemeye başladım. Beni yormasını izledim. "Acaba bundan mutlu oluyor mu?" diye gözlemledim. Ne zaman vazgeçecek diye bekledim. Bekliyorum. Bekleyeceğim.Araya insanlar soktum kimi zaman, bazen araya ben girmek istedim. "Tamam o zaman araya sen gir." dedim. Dinletemedim ve ben yine vazgeçecek diye bekledim. Bekliyorum. Bekleyeceğim.
Bir gün gülümsedi bana. Ben de ona gülümsedim. Bugünü beklediğimi anladı. Bir şey dememi bekledi. Diyemedim. Bir daha bana hiç gülümsemedi. Üç gün sonra da gülümsemedi. Üç ay sonra da gülümsemedi. Ama ben ona gülümsedim. Hep gülümsedim. Gülümsüyorum. Gülümseyeceğim.
Bir gün elime bir liste tutuşturdu. İstediklerini yapacakmışım. Karşılığında da bana bir mutluluk verecekmiş. Listede ne yazdığını söylemek istemiyorum. Yapılabilecek şeyler aslında ama mutluluk için fazla şeyler belki de. "Ben yapamam bunları." dedim. "Sen bilirsin." dedi ve arkasını döndü. Dayanamayacağımı biliyordu. Mutluluğa ne kadar hasret kaldığımı biliyordu. "Tamam." dedim. Bana döndü ve gülümsedi. Ben de gülümsedim. "Sen nesin, söyler misin bana?" dedim. "Ben Tanrıyım" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder