20 Ekim 2010 Çarşamba

Hayata 20 yaşında başlamak.





















Birçok şeyi yaşayamamaktır. İnsanlara saf duygularla bakamamaktır. 5 yaşındayken çevremdeki herkes kahramandı. 6 yaşında gerçek ve tek kahramanın babam olduğunu öğrendim. 7 yaşında öğretmenimin de bir kahraman olacağı hissine kapıldım. 10 yaşında okulun basketbol takımına giren çocukları ben seçmemiştim ama kendiliğinden kahraman olmuşlardı. 14 yaşına geldiğimde duvarlarını posterleriyle süslediğim insan kahraman olmuştu kısa bir süre için. 18'ime doğru kahramanın yalnızca ben olduğunu fark etmem zor olmamıştı. 20'de ise kahramansız bir dünyaya merhaba dedim. Gözlerimi yeni açmıştım. sanırım çok şey kaçırmıştım. sordum yolda gördüğüm ilk kişiye:"Ben ne kaçırmıştım?" ve başladı anlatmaya "5 yaşındayken çevremdeki herkes kahramandı. 6 yaşında ise gerçek ve tek kahramanın baba. . . . . .", "İyi de" dedim "Sadece kahramanları mı kaçırdım yani?" ve devam etti:"Herkes kahramanımken,hayaller dünyasında yaşıyordum, oyunlar oynuyordum, koşuyordum, zıplıyordum, sonra babam kahramanım olunca onun yaptıklarını yapmaya başlamıştım, o ne izlerse onu izliyordum, onun en sevdiği şeyler benim de en sevdiğim şeylerdi, öğretmenim okula başladığımda kahraman olmuştu, artık babamı bile dinlemiyordum, öğretmenim ne derse oydu, onun sözünün dışına çıkmazdım, okulun basketbol takımındaki çocuklara gelince, sanırım onlar sadece bir modeldi, hep birilerine özeniyordum, onlar gibi olmak istiyordum, ileriki dönemlerde duvarlara posterler yapıştırmam da bu yüzdendi ama 18 yok mu 18, artık bir yetişkin olmaya başlamıştım, tek kahraman, benim dediklerim ve yalnızca benim yaptıklarım doğru, çok güzel bir duyguydu gerçekten de, insanlara biraz alttan bakıyordum, doğruların yalnızca benim doğrularım olduğunu sanıyordum galiba", o bir an sustu ama ben hâlâ onu dinlemek istiyordum, konuşmuyordu çünkü ben 20 yaşındaydım ve bir kahraman seçmem gerekiyordu. Sanırım onun da bana anlatmak istediği buydu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder