18 Haziran 2011 Cumartesi

Bilyeler

























08.11.2010

Sen verirsin o alır. Yaptıkların anlamsız kalır bazen. Öyle bilyelerini kaybetmiş çocuk misali sessiz kalırsın bir süre. Birileri sorar “Neyin var?” diye. İşte o zaman ya kaçarsın oradan ya da başlarsın ağlamaya. Bilyelerin yalnız kalmıştır çünkü. Başkasının bilyeleri olmuşlardır bir şekilde. Kazanmak için artık elinden geleni yapman da fayda etmez. Bulamazsın çünkü onları. Gerçek onlardır ve sen gerçekten çok uzaksındır. Hayaller dünyasına merhaba demiş küçük bir çocuk. Artık hayaller başlar. Yeni bilyeler düşünmeye başlarsın. Eskisinin yerini tutamayacağını bilirsin. Ağlarsın çoğu zaman onlar için. Artık hayaller başlar. Başka şeyler istersin. Kendine oyun sandığın başka oyunlar bulursun. Oyalanırsın bir süre. Artık hayaller başlar. Yalnızlık oyununa bir adım atarsın. Başkalarını düşlersin. Arada bir aklına bilyelerin gelir ama artık hayaller başlar.

Aradan yıllar geçer çoğu zaman. Bilyeler bir anlam ifade etmez senin için. Eski günleri düşünürsün. Ağlamaya çalışırsın. Hayaller de bitmeye başlar. Yalnızlık oyunu işte tam bu zamanlarda güzel bir hâl alır. Hayalsiz bir şekilde. Gerçek yalnızlık oluverir. Hayalsizlik olur. Ben miydim bileyeler için o kadar ağlayan çocuk dersin. Bilyeler bir anlam ifade etmez senin için. Ve özüne dönersin. Kendine dönersin. Kendine bir çay söylersin. Oturmuş iskemleye yudumlarken çayını sokakta bilye oynayan çocukları görürsün. Ve işte o anda sadece keşke hep saklasaydım onları diye düşünürsün. Keşke hiç dışarı çıkarmasaydım. Keşke kendime özel kalsalardı dersin. Belki yine ağlarsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder